Nedir Bu G’lerin Sırrı?

Teknotel Nedir Bu G'lerin Sırrı?

Son yıllarda sıkça işitmeye aşina olduğumuz bir rakam, yanına da ‘G’ harfi, hayatımızın ve günlük sohbetlerimizin de sürekli gündemde kalan konularından olmayı kısa sürede başardı. Evet, artık akıllı telefon kullanıp da bu terimleri bilmeyen kişi sayısı oldukça az. Peki, neyden bahsediyoruz? Tabii ki de 1G ile başlayıp günümüzde 4.5G’lere kadar yükselen bu teknolojiden…

G’lerin İlki: 1G

İlk olarak bizim bu ifadelere alışmamıza sağlayan ‘1G’ ifadesi, isminden de anlaşılacağı üzere birinci nesil teknolojiyi temsil etmektedir. İlk nesil kablosuz telefon teknolojisi olarak da bilinen 1G, analog modülasyon tekniklerinin kullanıldığı, ilk kez 1979’da Japonya’da kullanılmaya başlandı. 1982 yılında ise tam otomatik şebekelerin geliştirilmesi ile 1G dönemi resmen başladı. Yeni ve tecrübesiz olmasından sebep 1G teknolojisinde İnternet bağlantıları çok çabuk kopabiliyor, çevreden gelen etmenlere karşı direnç gösteremiyor ve analog veri bağlantısı sebebiyle telefon görüşmeleri herkes tarafından dinlenebiliyordu. Günümüzde en çok kullandığımız ‘Veri Aktarımı’ özelliğine de yabancı olan bu teknoloji, o dönem için yeterli bir hizmet olarak göze çarpıyordu.

1G’nin Evrim Geçirmiş Hali: 2G

1G’nin özelliklerine sahip ama onun gelişmiş versiyonu olan 2G, ikinci nesil kablosuz telefon teknolojisi olarak hayatımıza giriş yaptı. Artık eski bir tarz olan ‘Analog Yayın’ yerini ‘Sayısal Yayın’a bırakıyor ve 1G’nin en büyük eksikliği olan iletimde güvensizlik, şifreleme yoluyla tarihe karışıyordu. 2G’nin oluşumuyla birlikte çok bant genişliği, az işlemcili sistem vardı. Dolayısıyla hatlar kullanılmazken bile ‘meşgul’ eden bir teknoloji oluştu. Bu sebepden dolayı operatörler için ‘şebeke meşgul’ sorununa çare olmak anca yeni bir teknoloji ile mümkün olacaktı. 2G’den bir sonraki aşamaya geçmek için bilim insanları çok da acele etmedi. Kimileri bu yeniliğe 2.5G diyordu kimileri ise 3G’ye yakınlaşıldığını söylüyordu. Kısa süren bu gelişim ve değişimler, ‘EDGE’ teknolojisinin 2G’ye eklenmesiyle yerini 2.75G’ye bırakıyordu. Diğer nesil teknolojilerde olduğu gibi ara geçişlerde de birbirlerine benzerlik göstermeleri, kesin ve kırmızı çizgilerin bu teknolojilerde olmadığını bizlere gösteriyordu.

3G Geldi “G”üçlü Geldi

Belki de bir önceki teknolojilere göre hepimizin kulağına daha dosthane gelen 3G, ülkemizde de akıllı telefon sektörünün büyümesiyle her eve giriyordu. Aslında 3G de 1G ve 2G gibi hücresel ağ sistemiyle hayatımıza giriş yaptı. Diğerlerinden farklılığı ses yerine sayısal verilerin iletilmesiyle başladı. Kapasiteyi harcayan ama hücreye daha az yük bindiren bu teknoloji, 2G’nin en büyük problemi olan şebekelerin aktif kullanımını da rafa kaldırdı. Yayın frekansı 3G’de biraz daha yukarı çekildi ve kalite arttı. İlk olarak 1998 yılında yine Japonya’da kullanılmaya başlandı ve 2003 yılında ilk olarak Avrupa vizesini aldı. 3G’nin de en büyük problemlerinden birisi, kısa sürede keşfedildi ve dolaşım yaparken yani gezerken internet kullanım hızının düşmesi, onu da kısa süre sonra çıkacak yepyeni bir teknolojinin gerisinde bırakacaktı.

Dördüncü Nesil ve Şimdilik Eksiksiz Görünen Teknoloji: 4G

3G’de ortaya çıkan kapsama alanı ve dolaşım yaparken internet hızının düşmesi, 4G’de ortadan kalktı. Yüksek veri transferi, kesintisiz mobilite ile birlikte çalışılabilirlik teknolojisine dayalı bu teknoloji, kablosuz haberleşme teknolojilerinin zirvesine bir anda çıkıverdi. Yüksek kapasiteli verilerin hızlı aktarımı sayesinde daha iyi bağlantılar sağlandı. İlk olarak duyduğumuz ‘Routing’ sistemi ile hücresel ve yerel kablosuz şebekeler birleşti. Tahsis edilen frekans bandı paylaşımları arttı. Arttırılmış hareketlilik yani mobilite, ne internet hızını ne de kalitesini hiçbir şekilde etkilemedi. Yüksek bant genişliği ile de İnternet için kısa vadedeki en verimli çözüm alanı sağlamış oldu.

Teknotel, İstanbul’un oldukça önemli ve işlek iş merkezilerinden biri olan Kozyatağı bölgesinde, metro istasyonunun hemen çıkışında yer alır. Böylece, taahhüt ettiği global standartlardaki güvenli ve kaliteli hizmeti kolay erişilebilir konumuyla pekiştirerek yerel bir veri merkezi olmanın tüm avantajlarını en iyi şekilde sağlar.

Hizmetlerimiz için:
Hemen İletişime Geçin

Nedir Bu G’lerin Sırrı? ile Benzer Yazılar

Henüz Yorum Yok

Bir Yorum Yaz