Son günlerde Global Data Center’ların odak noktasının, yapay zekâ ve makine öğreniminden faydalanmalı olduğunu söylemek yanlış bir ifade olmayacaktır. İster yurt içi ister yurt dışı bir Data Center olsun, AI merkezli tartışmalar; verimlilik, performans ve güvenirlik üzerine odaklanmış durumda. Ancak yapay zekâ öyküsünün başka bir yanı daha var. O da insanlar ile makineler arasındaki etkileşim karmaşıklığı. Bizde bu doğrultuda insanlar üzerindeki etkiye odaklanan yapay zekânın olay örgüsünü keşfedelim istedik…
Veri Merkezlerinin Ortak Özelliği; Yapay Zeka ve Makine Öğreniminden Faydalanmaları
Estetiğin ve sembolizmin yönetmeni olarak adlandırılan Stanley Kubrick’e ait olan A Space Odyssey (1968) filmi, halkın algısını şekillendirdi. Filmde yer alan H.A.L. 9000, insanların talimatlarını izleyen ve kendi kararlarını vermeye başlayan uzay gemisi AI tabanlı bir kontrol sistemiydi. Keza Star Wars’a da bu kategoride yer verebiliriz. Bu öykülerin yarattığı fantezi, kültürümüzde güçlü bir yere sahiptir.
Şimdi ise hadi reele dönelim. Günümüz dünyası gelişmelere bakalım. Hong Kong merkezli Hanson Robotics tarafından yaratılan insancıl robot olan Sophia, akıllıca yanıt verebilen interaktif bir android olarak dikkat çekti. Suudi Arab vatandaşlığına layık görülen Sophia, “ilk robot vatandaşı” olarak kabul edildi. Sophia, yüz ifadeleri oluşturabiliyor ve soruları cevaplayabiliyor. İlk başta filmlerde görüp, dehşete düştüğümüz bu insancıl robotlar sadece senaryo olmaktan çıkmış durumda. Artık bilim kurguya daha kreatif doneler lazım.
Günümüz AI Teknolojisinin Gerçek Gücü “Öğrenme” Kabiliyeti
Örneğin; 2015 yılında, Google DeepMind tarafından geliştirilen AlphaGo bilgisayar programı, Go şampiyonunu (insan) yenmeyi başardı. 2017’de teknoloji çok ilerledi ki, AlphaGo, Go oyununu herhangi bir müdahaleye gerek kalmaksızın üç gün içinde başardı ve Go oyuncusunun daha önce kullanmadığı hareketleri yarattı.
Makine ve Beyinler Bir Arada
Ortalama bir insan beyninde 85 milyardan fazla nöron bulunur. Bu nöronlar nefes kesici bir hızla birbirimize biliş imkânı veren sinyaller gönderir. BCI’ler bu işaretlerin insan beyinleri ve mekanik cihazlar arasında hareket etmesine izin verir. Braingate, bu teknolojinin mükemmel bir örneğidir. Braingate, ekstremitelerini (yaşamsal aktivitelerini) kaybetmiş insanlara yardımcı olan bir beyin implant sistemi. 2004 yılından beri bahsettiğimiz bu sistem felçli 13 hastaya implante edildi. Ve başarılı sonuçlar alındı.
Sadece bununla kalmıyor…
Elon Musk’un Neuralink’i, insanların herhangi bir doğrudan fiziksel bağlantı olmadan makinelerle konuşmalarına izin verecek ultra-yüksek bant genişliği, beyin-makine arayüzünü kullanma yollarını araştırıyor. Kernel ve Neuralink’in arkasındaki motivasyon, insanlara AI tabanlı cihazlarla diğer makinelerle aynı hızda iletişim kurmalarına izin vermekte. İnsan ve yapay zekânın bir araya getirilmesi yeni bir kavram değil fakat verdiğimiz örneklerle onu pratik hale getiren ilk insan çabalarını görüyoruz.
Yapay Zeka İş Modellerini Değiştiriyor
AI’nın sunduğu fantezi ya da gerçeklik ne olursa olsun, düşünmek için pratik bazı konular var. Hiç şüphe yok ki gelecekteki çalışma ortamında insan sorumluluklarını üstlenebilecek şeyler akıllı cihazlar ve makineler olacaktır. Böylece nasıl çalıştığımız ve birbirimizle nasıl etkileşim kuracağımız da değiştirecektir. Yani her devrimin ödemesi gereken bir fiyatı vardır. Global danışmanlık şirketi McKinsey’in açıkladığı rapora göre, akıllı sistemlerin yönetimindeki otomasyon, küresel istihdamı tahminlerin çok daha ötesinde sarsacak. Mckinsey’in farklı senaryoları kapsayan hesaplamaları, otomasyonun 2030’da en az 75 milyon, en çok 375 milyon insanı mevcut işini bırakarak yeni bir iş aramaya zorlayacağını söylüyor. Buna göre geleceğin iş dünyasında çalışanlar başta robotlar olmak üzere yapay zekâ kontrolündeki ortamlara uyum göstermek zorunda kalacak. Robotlar şu an da ise küresel istihdamın yüzde 8’ini oluşturuyor.
İnsanlık tarihinde, teknolojik yeniliklerin derin bir etkisi olmuştur. Ateşin bulunmasından, tekerleğin oluşturulmasına, baskı makinasına, internete, elektriğe kadar her yenilik insan hayatını geliştirmiştir. Sanayi devrimi ile birlikte hükümetler, insanlara daha fazla fırsat imkânı sağlamak için okullaşmaya başlamışlardı. Fabrikalardaki otomasyon başka bir devrim yarattığında, üniversite eğitimi gibi yeni kapılar açılmaya başladı. Yani iyimserlik için nedenler var. Ancak aynı zamanda, yenilikler toplumsal düzeni bozduğunda I. Dünya Savaşı ve II. Dünya Savaşı gibi felaketlere neden olabilir. Yapay zekânın toplumun dokusunu değiştirme gücü vardır. Her yenilikte geçerli olduğu gibi; yapay zekâ da mevcut iş modellerinde doğru konumlandırma yapıp, değişimi oluşturan firmalar için tamamen olumlu sonuçlar doğuracak. Ancak zamanı değerlendiremeyen ve doğru strateji geliştiremeyenler için sonun başlangıcı olacaktır.
Hizmetlerimiz için:
Hemen İletişime Geçin
Henüz Yorum Yok